top of page

Elçi Seyahatnamesi

  • Yazarın fotoğrafı: Kokatris
    Kokatris
  • 7 Oca 2021
  • 3 dakikada okunur

Kirin T’hor dan çıkalı bir gün olmuştu doğuda renksiz bir göğün önünde art arda beyaz zirveler uzanıyordu. 6 tane saydım. Sonuncusu kuzeyde uzaklığın yarattığı bir sis içindeki karaltıydı. At arabası o kadar yavaş gidiyordu ki inip kendim koşarak gitmek istedim. Görevim gereği biraz hızlı hareket etmeye alışıktım ama imparatorluğun soğuk kesimlerinde zaman biraz daha yavaş akıyordu sanki buradan ilerleyip Parkatyayı geçtikten sonra lejyoner kampına uğrayacaktım. Benden iki gün önce ulaşan ziyaret bildirisi ile Parkatya ya rahatça girebilecek ve Parkat lideri ile görüşebilecektim. Sefir bankası elçisi olarak parkatya ile ticareti ağı oluşturma konusunda ikna etmeye gidiyordum.

Sefir Bankası Taliras'ın ticaret ağının en önemli noktasıydı Talirasta üretimi gerçekleşen ne varsa toplu bir şekilde sefir adasına gelip oradan gemiler ile dağıtıma çıkıyordu. Talirasta ticaret ve ulaşım ağları belirliydi bir denizde gemiler ile ve nehir üzerinden çift taraflı devridaim tekneleri ile. Karada ise at arabaları, hafifletilmiş demirden yapılan silindir arabalarıyla bunlar İmparatoluğun doğusunda yetiştirilen katırlar ile çekiliyordu ve genellikle tahıl ve maden cevherleri taşıyordu. Gemi ile taşınan mallarsa çok çeşitliydi bitkisel iplikten giysiler, kokulu sabunlar, kurutulmuş balık filetoları, Taliras tatlı mısırları, çeşitli tahıllar, hatta temiz su tankları taşınıyordu.

Hava gittikçe soğumaya başlamıştı bana yolda eşlik eden İnex bölüğünden birkaç kişi ile bir handa mola verdik. Çanakta sıcak çorba ve kurutulmuş balık ekmekleri yedik. Hancının tuttuğu tempolu bir ıslık dışında sessiz bir yerdi. Burası imparatorluğa ait en dış köylerden biri Galapar idi. En tepesindeki handa dümdüz vadinin manzarası karanlıkta bir deniz gibi duruyordu. Kocaman ocakta yanan ateşin sıcaklığı ve lezzetli yemek eşliğinde güzel bir gece geçirmiştik.

Şafakta yola çıktık ve bir süre sonra kayalar, buz ve ışık dışında her şeyi geride bırakmıştık ve akşam olmak üzereydi. Burası oldukça soğuktu dağı çevreleyerek geçince solumuzda ice gate uzanıyordu. Sadece iki dağın arasından gelen soğuk bir delik gibi hissettiriyordu. İce gate lejyonerler tarafından korunan önemli bir noktaydı, pek korunaklı olduğu söylenemez her ne kadar korunsa da tarafsız bir nokta, içerisinde şehir yada yerleşim yeri bulunmayan kaotik bir yer. Eğer bir yerleşim yeri bulunsaydı anlaşma için oraya bile giderdim. Oldukça ilgi çekici bir yer. Akşam mola vermedik at arabasının arkasında soğuktan titreyerek yolumuza devam ettik. Bir süre sonra yol daralıp toprak bir patikaya açıldı. O zaman parkat topraklarına varmıştık. Hava biraz daha ısınmaya başladı. Çorak topraklar güneş ışınlarını daha fazla çekiyordu sanki. Yerleşim yerleri yavaş yavaş gözükmeye başladı. Elçi olarak geldiğimi belirterek yolumuza devam ettik. ne kadar lejyonerler parkatlardan hoşlanmasa da İnex bölüğü en az bir sefir elçisi kadar çok gezdiği için bu duruma alışıktılar.


İçeri girdim. Beni karşılayan Khal Xali soğukkanlı bakışlarını bana dikmişti bir dirseğini koluna dayalı söyleyeceklerimi dinlemeye hazırdı. Ona parkatya için bir dönüm noktası sağlayacağımızı artık kıtanın en kuzeyindeki köylere saldırması gerekmediğini söyledim. Bu şekilde hiçbir asker kaybı sağlamayacak ve imparatorlukla araları bozulmayacaktı. Böyle bir bozulmanın ileriki zamanda getireceği dezavantajlardan bahsettim. Parkat lideri bir süre sonra beni durdurup umurunda olmadığını belirtir nitelikte “Uzak bir adada olan biten şeyler bizi ilgilendirmiyor. Orada bir canavar da yetiştiriyor olabilirsiniz. Askerlerimi adını şanını bilmediğim bir toprak parçasına göndermem. Atlarımın birini bile paylaşmam.” Taraflı olduğumu belirtir gibi “yanında getirdiğin lejyoner bozuntularından bana ait olanları alıyorum. Bir yere benim dediysem benim olur. Bunun için onlarca haber gönderemem”

“Sefir bankası talirasın çoğu yeriyle irtibat halindeyken biz insanlar olarak bir birlik iken bu teklifi geri çevirmek mantıklı olmaz.” Her yerle haberdar olmanın neresi kötü. Diplomasinin getirdiği faydaları bilmeyen biri. “Ne olursa olsun parkatyalıların düzenine hayran olduğumu belirtmek isterim. Fakat bağlı olduğunuz bir merkezlik olmadan bu iş olmaz. Yükselemezsiniz. bu yüzden çoğu insan sefir bankasına üye oluyor. Endişelerinizi anlıyorum ama sefir bankası bir krallık değil koordinatörlüktür. Herkesin faydasını ve çıkarını eşit gözetiriz.” O sırada beni durdurup ya bir müşteriniz fazla verirse dedi. “Savaş durumlarında sefir bankasının ayırdığı bütçeyi ne kadar etkili kullanabileceğiniz sizin ordunuza bağlı ki o konuda sorun yaşayacağınızı sanmıyorum ordunuz en dayanıklı ve hızlı olanlardan.” Xali’in hoşuna giden birkaç şeyden sonra bunu düşüneceklerini söylediler. Yanımda getirdiğim birkaç kasa sefir adasında yapılan özel şaraptan bırakıp oradan ayrıldım. En azından bu bir başlangıçtı. Talirasın her bir noktasını tekrar bağlayabildiğimiz bir döneme girme çalışmaları idi. Yeni koordinatör farklı şeyler yapma peşindeydi...

Son Yazılar

Hepsini Gör
Kirin Tor Festivali

GELİYOR GELİYOR ! KUZEY DİYAR ATLILARI GELİYOR ! süslü zırhlarının içinde ellerinde flamalar ile Halkı selamlıyorlar atları gören...

 
 
 

Yorumlar


BENİ TAKİP ET

  • Instagram
  • Twitter Social Icon
  • Spotify Sosyal Simge

nothing is true everyting is permitted

bottom of page